1. مَن كانَ في النَّهارِ ضَيفاً يَجِب أن يَسهَروا لَيلاً. Gün içinde misafir olan gece de uyanık olmalıdır.
  2. لا تَعلُوا السَّفينَة الغَارِقة. Batmak üzere olan gemiye binme.
  3. بَيَّضَ اللهُ وَجهَك. Allah yüzünü ak etsin. (Teşekkür etmek için kullanılır)
  4. لَيْسَ كُلُّ ما يَلمَعُ ذَهَبًا Her parlak şey altın değildir.
  5. الأمانة كَنزٌ لا يَفنى. Sadakat kaybolmayan bir hazine gibidir.
  6. الحَبلُ قَصيرٌ مَعَ الجار القَريب. Komşusu kötü olanın halini düşünme.
  7. لا يَأتي الجِدُّ مِن فَراغ. Büyük bir başarı veya başarılı bir kişi tesadüfen gelmez.
  8. الكِتمان قانون الجَمال. Güzelliğin sırrı gizli tutmakta yatar.
  9. إن كُنتَ طَيِّباً تُحسن. Eğer iyi davranırsan, insanlar değişir.
  10. السَّلامَة في السَّلامَة. Güvende olmak güzel bir durumdur.
  11. العِبرة بِالأعمال لَيسَت بِالأَقوال. Eylemler sözlerden daha fazla şey ifade eder.
  12. ٍضَربَتَين في مَكانٍ واحِد. Aynı anda iki kuş vurmak.
  13. بَغيضُكَ بَغيضُك ولا تَقول إنَّكَ تُحِبُّه. Düşmanın düşmanın, dostun dostundur.
  14. ِالجَمَلُ مِن فَصيلِهِ والكَلبُ مِن نَسلِه Deve ailesi ile köpek de soyu ile…
  15. الحمار بخشم أمه. Ahmak çocuğunun her tavrı annesine benzer.
  16. الكلب الوفي خير من الصديق الغاشم. Sadık bir köpek, hain bir dosttan daha iyidir.
  17. التكرار يُعَلِّم الحِمار. Tekrar eşeğe bile öğretir.
  18. اَللَّذي ما يَستُر وَجهَه ما يَستُر ذُنوبَه Yüzünü örtmeyen, günahını da örtemez.
  19. ِالمُؤمِن مِرآة أَخيه. Mümin, kardeşinin aynasıdır.
  20. القَلبُ يُغنِي عَن الأَلْسِنة. Kalbin dile ihtiyacı yoktur.
  21. اللهُ لا يَضيعُ أَجرَ مَن أَحسَنَ عَمَلًا. Allah, iyi iş yapanı ödüllendirir.
  22. المالُ يَنفَعُ في الحال. Para, sadece o an için yararlıdır.
  23. لِكُلِّ جَوادٍ كَبْوَة. Her at tökezler.
  24. ٌّالعَينُ حَق. Gözün gördüğü gerçektir.
  25. اَلَّذي يَشربُ مِن البَحرِ يَموت عَطشان. Denizden içen susuz ölür.
  26. الغاضب على ما لا يحزنه شيء. Kızgın olduğu şey umursamaya değmez.
  27. ِالسِّرُّ في البَطن. Sır midesindedir.
  28. َالضَّرورة تَقول لِلْحاجة اِفعَلي ما شِئت. Zorunluluk, ihtiyaça yap istediğini der.
  29. الحِرصُ الحِرص يَضُرُّ الحمص. Aşırı hırs, nohutu pişirmez.
  30. المرء يحسن علمه بالسؤال والسكوت. Bir kişi, soru sorma ve sessiz kalma ile bilgisini iyileştirir.
  31. الندامة تعمى العين. Pişmanlık, gözü kör eder.
  32. العلم نور والجهل ظلام. Bilgi ışıktır, cehalet ise karanlık.
  33. الحِرصُ شَرٌّ مِن الجوع. Aşırı istek, açlıktan daha kötüdür.
  34. البَعيد عَن العَين بَعيد عَن القَلب. Gözden uzak olan, gönülden de uzak olur.
  35. البطن واحدة تحمل كل الحكمة. Mide tüm bilgeliği taşır.
  36. القِردُ في عَينِ أُمِّهِ غَزال. Maymun, annesinin gözünde ceylandır.
  37. الأُمور تَقول مُكَمَّلَها. Olaylar, kendi hikayelerini anlatır.
  38. الكَلبُ القَديم لا يَعلمُه جَديد. Yeni köpek eski numaraları bilmez.
  39. الحَبلُ قَصير وَالفاسِق مَشهور. Kördüğüm kısa ama günah büyük.
  40. الأفعى لا تلِد إلا جَحشاً. Yılan sadece yavru yılan doğar.
  41. الغاضب على ما لا يحزنه شيء. Kızgın olduğu şey umursamaya değmez.
  42. السِّرُّ في البَطن. Sır midesindedir.
  43. الضرورة تقول للحاجة افعلي ما شئت. Zorunluluk, ihtiyaça yap istediğini der.
  44. ُالنفس تَنصَحُ والقَلبُ يُنصِت. Nefis öğüt verir, kalp dinler.